Monthly Archives: Eylül 2011

Eximer Lazer – Intralase – PresbyLASIK

Excimer Lazer Nedir?

Excimer LazerTıpta lazer cihazlarının çok farklı konularda kullanım alanı bulunmaktadır. Bazı göz hastalıklarının tedavisinde de farklı özellikte lazer cihazları yoğun olarak kullanılmaktadır. Excimer Lazer; oftalmolojide, kırma kusurlarını tedavi etmek için kullanılan lazer cihazıdır.

Miyop-hipermetrop-astigmat gibi kırma kusurlarının Excimer Lazer ile tedavisi, kuralları ve sonuçları belli olan güvenilir bir yöntem olarak tıp dünyasındaki yerini almıştır. 1980′li yılların başından itibaren milyonlarca kişi bu yöntem ile tedavi olarak sosyal ve mesleki yaşantılarında gözlük ve kontakt lens kullanımının yarattığı kısıtlamalardan kurtulmuştur.

Excimer Lazer, Arf gazı kullanılarak 193nm dalga boyunda ultraviyole ışık üreten ve korneada yapılması gereken düzeltmeye göre ışını kontrol eden, içinde gelişmiş bir bilgisayar bulunan lazer cihazıdır. Üretilen ışığın özelliği, üzerine düştüğü yerdeki kornea dokusunun molekülleri arasında karbon bağlarını çözerek istenilen bölgede ve istenilen miktarda dokuyu ortadan kaldırmak suretiyle korneaya yeni şeklinin vermesidir. Gözlük takmayı gerektiren korneadaki şekil bozukluğu ortadan kaldırıldığında, kişi gözlük veya lens kullanmadan net bir görüş elde eder. Hastanemizde kullanılan Excimer Lazer cihazı, dünyanın en gelişmiş teknolojisine sahip olup, kendi içinde eye-tracker( göz izleme modülü) adı verilen hasta gözünü oynatsa dahi lazer ışınını kontrol eden sistem bulunan FDA (Amerikan Sağlık İdaresi) onaylı bir lazer cihazıdır.

Uygulanan en yaygın yöntem LASIK olmakla beraber, hekimlerimiz dünyada geliştirilmiş ve güvenilirliği ispatlanmış tüm refraktif cerrahi yöntemlerini (Intralase- iLasik PRK, Intacs, Permavision, Fakik-IOL , CK ) gerçekleştirecek eğitim, bilgi ve deneyime sahip olup, tüm tedaviler hastanemizde başarıyla gerçekleştirilmektedir.

Kornea gözün en ön kısmında yeralan saydam bir tabakadır ve göze ulaşan ışınların retina tabakası üzerine odaklanmasında görev alır. Kornea tabakası veya göz küresinin şeklindeki bozukluklar nedeni ile göze giren ışınlar retina tabakası üzerine keskin bir şekilde odaklanamazsa oluşan görüntü bulanık olacaktır. Gözün odaklama gücündeki bu bozukluklara  kırma kusurları adı verilir ve üç temel kırma kusuru vardır. Bunlar miyopi, hipermetropi ve astigmatizmadır. Miyopisi olan kişiler uzaktaki cisimleri, hipermetropisi olan kişiler ise yakındaki cisimleri net olarak göremezler.Astigmatizmada ise kornea tabakası veya göz merceğindeki düzensizlikler nedeni ile cisimlerin görüntülerinde düzensizlik ve gölgelenmeler oluşur. Astigmatizma yalnız başına ya da miyopi veya hipermetropi ile beraber bulunabilir. Gözlük camları veya kontakt lensler ile kırma kusurları düzeltilebilir. Işığın kırılarak odaklanmasına refraksiyon denir ve kırma kusurlarının düzeltilmesine yönelik cerrahi işlemler refraktif cerrahi olarak adlandırılır.

LASIK Nedir ?

LASIK kişinin gözlük veya kontakt lenslere bağımlılığını azaltmak amacıyla uygulanan cerrahi bir işlemdir ve adınıLaser-ASsisted In SituKeratomileusis (laser yardımı ile korneanın şekillendirilmesi) tanımlamasının başharflerinden alır. LASIK yönteminde gözün saat camı gibi ön kısmını kaplayan saydam kornea tabakası excimer laser ile mevcut kırma kusurunu ortadan kaldıracak şekilde kalıcı olarak yeniden şekillendirilir. LASIK cerrahisi 1990′lı yılların ortalarından bugüne kadar 8 milyondan fazla göze başarıyla uygulanmıştır.

 

Wavelight Allegretto Wave

 

Excimer laser cihazı 193nm dalga boyunda ultraviyole laser ışını kullanarak kornea tabakasını 0.25 mikron hassasiyetle şekillendirme yeteneğine sahiptir. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda LASIK yöntemi miyopi tedavisinde  – 12 diyoptriye kadar, hipermetropi tedavisinde + 6 diyoptriye kadar ve astigmatizma tedavisinde ise 6 diyoptriye kadar güvenli bulunmuştur. Bununla beraber her kişinin kendi göz yapısına bağlı olarak tedavi edilebilecek maksimum kırma kusuru derecesi farklıdır. Yeditepe Üniversitesi Göz Merkezi’nde excimer laser tedavisi kendi sınıfının en yeni ve en gelişmiş cihazı olan Wavelight Allegretto Wave ile uygulanmaktadır.

LASIK TEDAVİSİ NASIL UYGULANIR ?

1.Basamak
Mikrokeratom adı verilen ve çok ince kesiler yapabilen özel bir cihaz veya Intralase cihazı  kullanılarak kornea tabakasının yüzeyinden flep adı verilen ince bir tabaka kapak şeklinde kesilerek kaldırılır.

 

2.Basamak
Flebin katlanarak kenara çekilmesi ile stroma olarak adlandırılan korneanın orta tabakası açığa çıkartılmış olur.

3.Basamak
Excimer laser cihazı gönderdiği bilgisayar kontrollu laser ışınları ile belli bölgelerde stroma tabakasını buharlaştırarak mevcut kırma kusurunu düzeltecek şekilde kornea tabakasını yeniden şekillendirir.

4.Basamak
Laser uygulamasının tamamlanmasını takiben flep tekrar yerine konularak işlem tamamlanır. Flep tabakası dikiş atılmasına gerek olmadan eski yerine kendiliğinden yapışır.

Hangi Durumlarda LASIK Tedavisi Sakıncalıdır?

LASIK tedavisi tıbbi bir zorunluluk olmayıp yaşam kalitesini yükseltmek için kişinin kendi isteğine bağlı olarak yapılan bir işlemdir. Bu nedenle LASIK tedavisi gereksiz riskler almadan sadece en iyi sonucun elde edilebileceği uygun gözlere yapılmalıdır. LASIK tedavisinin sakıncalı olduğu durumlar şunlardır;

  • LASIK 18 yaşından küçük hastalar için onaylanmış bir tedavi yöntemi değildir.
  • Son 1 yıl içinde gözlük veya kontakt lens numaralarında 0,50 diyoptriden fazla bir değişme olmuşsa bu göz bozukluğunun henüz belli bir değerde sabitlenmediğini gösterir. Bu durum daha çok 20 yaş öncesi dönemde, diyabet gibi hormonal dalgalanmaların olduğu hastalıklarda, hamile ve emzirmekte olan bayanlarda ve görmeyi etkileyen ilaç kullanan kişilerde görülür. Gözlük numaralarında değişim sürüyorsa ve buna sebep olacak herhangi bir sağlık sorunu yoksa, takiplere devam edilerek kırma kusurunun sabitlenmesini takiben LASIK tedavisi uygulanabilir.
  • Yara iyileşmesini etkileyen bir hastalık (çeşitli bağışıklık sistemi hastalıkları, diyabet) veya bu etkiye sahip bir ilaç kullanımı (steroidler, retinoik asit) mevcutsa ameliyat sonrası kornea tabakasının iyileşmesi olumsuz etkileneceğinden bu kişiler LASIK için uygun birer aday değildir.
  • Kırma kusuru dışında başka bir göz rahatsızlığı (keratokonus, glokom, katarakt, üveit gibi) olan ya da geçmişte göz veya göz çevresini etkileyen Herpes Simplex (uçuk) ya da Herpes Zoster (zona) enfeksiyonu geçirmiş olanlar kişilerde LASIK cerrahisi uygulanması güvenli değildir.
  • Blefarit (kirpik dibi iltihabı) veya göz kuruluğu olan, kornea tabakası ince veya göz bebeği karanlıkta çok fazla genişleyen hastalar ile daha önceden refraktif cerrahi (radyal keratotomi, PRK,LASIK), katarakt cerrahisi veya keratoplasti (göz nakli) veya göz yaralanması geçirmiş hastalarda LASIK’ten farklı bir refraktif cerrahi tekniği kullanılması veya LASIK cerrahisi öncesinde bir süre ilaç tedavisi yapılması gerekebilir. LASIK öncesi değerlendirme muayenesini takiben doktorunuz size bu konuda gerekli açıklamayı yapacaktır.

LASIK Tedavisinin Olası Komplikasyonları Nelerdir?

LASIK tedavisinin sonuçlarının çok başarılı olmasına karşın, her türlü tıbbi girişimde olduğu gibi LASIK cerrahisi sırasında veya sonrasında da komplikasyon olarak adlandırılan bazı istenmeyen sonuçların ortaya çıkması mümkündür. Uygun gözlerde uygun tekniklerin kullanılması durumunda komplikasyon görülme sıklığı oldukça düşüktür ve bunlardan kaynaklanan sorunların çoğunluğunun ikinci bir laser uygulaması ile düzeltilmesi mümkün olmaktadır.

  • LASIK tedavisinin planlanması sırasında mevcut kırma kusurunun tamamının düzeltilmesi amaçlanır. Ancak excimer laser ile kornea tabakasına uygulanan yeniden şekillendirme işlemi ancak mikronlar ile ölçülebilecek boyuttadır ve tedavi sırasında bir miktar sapma oluşabilir. Bunun sonucunda LASIK sonrası önceden varolan kırma kusurunun bir kısmı geriye kalabilir veya fazla düzeltme olabilir. Diğer taraftan her insanın vücudunun iyileşme tepkisi farklıdır ve ameliyat sonrasında kornea tabakasındaki iyileşme cevabına bağlı olarak bazı hastalarda yapılan düzeltmenin etkisinde bir miktar gerileme (regresyon) olabilir. Tedavi sonrasında geriye bir miktar kırma kusuru kalması veya gerileme (regresyon) görülmesi daha çok yüksek dereceli göz bozukluklarının tedavisi sonrasında ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumda ameliyat sonrası iyileşmenin tamamlanması için 3 – 6 ay beklendikten sonra kornea tabakasının durumu tekrar değerlendirilir ve eğer uygun bulunursa geride kalan kırma kusurunun düzeltilmesi amacıyla ikinci bir excimer laser tedavisi uygulanabilir.
  • LASIK cerrahisi sonrasında gözyaşı üretiminde geçici bir azalma ortaya çıkar ve bu gözlerde kuruluk hissi ile görmede zaman zaman bulanıklık şikayetlerine yolaçar. Ameliyat sonrasında gözyaşı üretimi normale dönene kadar yapay gözyaşı damlaları kullanılarak kornea tabakasının yüzeyinin yeterince nemli kalması sağlanır.
  • Bazı kişilerde LASIK tedavisi sonrası aydınlık ortamlarda görüş iyi olmasına karşın, kontrastın düşük olduğu karanlık ortamlarda görüşte azalma ya da  geceleri parlak ışıklarda dağılma veya harelenme şeklinde sorunlar ortaya çıkabilir.
  • Özellikle genç hipermetrop hastalarda hastanın net gördüğü gözlük numarası ile göz bebeği ilaçla büyütülerek yapılan ölçüm arasındaki fark büyükse LASIK cerrahisi ile mevcut hipermetropinin hepsi düzeltilemeyebilir. Bu hastalarda 35-40 yaşından sonra tekrar düşük dereceli bir hipermetropi ortaya çıkabilir.
  • Kırk yaş üzerindeki miyop kişilerin mevcut kırma kusurları bu kişilerin ayrı bir yakın gözlüğü kullanmadan sadece gözlüklerini çıkartarak yakını net görmelerini sağlar. Bu nedenle LASIK uygulanan 40 yaş üzerindeki miyop hastalarda tedavi sonrasında uzak gözlüğü ihtiyacı ortadan kalkarken, yakın için gözlük kullanma gereksinimi ortaya çıkar. Bu duruma çözüm olarak monovizyon yöntemi ile LASIK uygulanması mümkündür. Monovizyon yönteminde kişinin baskın olan gözündeki miyopi tamamen düzeltilirken, baskın olmayan gözün tedavi sonrasında 1 diyoptri civarında miyop olarak kalması sağlanır. Bu yöntem tedavi sonrasında hastanın baskın gözü ile uzağı net görmesini sağlarken diğer gözü ile de yakına odaklanabilmesine imkan verir.
  • Flep oluşturulması sırasında sorun yaşanması, enfeksiyon gelişmesi, flep tabakası altında iltihabi hücre birikimi, kornea yüzeyini örten epitel tabakasının flep altına büyümesi ve uzun dönemde kornea tabakasında şekil bozukluğu (keratektazi) oluşması çok daha nadir (%0.5′ten az) görülen ancak daha ciddi komplikasyonlardır. Bu tür komplikasyonlar sonrasında bazen görme keskinliğinde kalıcı azalma, yani gözlük camları veya kontakt lens ile en iyi görme keskinliğinin ameliyat öncesinden daha düşük olması söz konusu olabilir.

LASIK Öncesi Değerlendirme

LASIK tedavisi için karar verdiyseniz öncelikle uygun bir aday olup olmadığınızın detaylı bir muayene ile değerlendirilmesi gereklidir. Kontakt lenslerin kornea tabakasında sebep olduğu şekil değişiklikleri değerlendirme sırasında yapılan ölçümlerin doğruluğunu azaltacağından, bu değişikliklerin normale dönmesi için değerlendirme muayenesi öncesinde yumuşak kontakt lensler 2 hafta, yumuşak torik lensler ve gaz geçirgen sert lensler ise en az 3 hafta süre ile takılmamalıdır. Muayene öncesinde doktorunuzu mevcut ve geçirilmiş sağlık sorunlarınız ile kullanmakta olduğunuz tüm ilaçlar hakkında bilgilendirmeniz önemlidir. Muayene sırasında önce görme keskinliği, kırma kusurunun derecesi, gözyaşı miktarı ve göz tansiyonu ölçülür. Kornea tabakasının şeklinin ve kalınlığının planlanan LASIK tedavisine uygunluğunun değerlendirilmesi için kornea topografisi ve pakimetri denilen tetkikler yapılır ve göz bebeklerinin çapları ölçülür. Göz bebeklerinin damla ile büyütülmesinin ardından gözlük numaralarının ilaçlı olarak tekrar kontrolu ve retina tabakasının muayenesini takiben doktorunuz size LASIK için uygun bir aday olup olmadığınızı, eğer uygun değilseniz gözünüze uygun başka bir teknik olup olmadığını açıklayacaktır. Bazen doktorunuz değerlendirme muayenesi sırasında yapılan incelemelerin bir kısmını bir süre bekledikten sonra yeniden tekrarlamayı gerekli görebilir.

Değerlendirme muayenesi sırasında LASIK hakkında aklınıza takılan tüm noktaları ve cevabını bilmek istediğiniz tüm soruları doktorunuza çekinmeden sormanız gereklidir. LASIK cerrahisi damla anestezisi ile yapılan, 15 dakika süren ve sonuçları çok yüz güldürücü bir laser işlemi olmasına karşın sonuçta cerrahi bir girişimdir ve bir takım riskler de içerir. LASIK tedavisi olmaya karar vermiş kişilerin ameliyat öncesinde gerçekçi beklentiler içinde olması, işlemin risklerini ve sağlayacağı kazançları çok net bir şekilde anlamış olması ameliyat sonrası tatmin açısından çok önemlidir.

LASIK Cerrahisi ve Sonrası

LASIK cerrahisinden en iyi sonucun alınabilmesi için ameliyattan önce değerlendirme muayenesi öncesindeki gibi kontakt lens kullanmayı bırakmalısınız. Kirpik diplerinde kalan artıklar enfeksiyon riskini arttıracağından ameliyattan önceki gün her türlü makyaj ve parfüm benzeri kozmetik malzeme kullanımına son vermeniz önemlidir. Ameliyattan hemen sonra sulanma,batma ve ışığa hassasiyet nedeniyle görüşünüz çok net olmayacağından ameliyat günü merkezimize size yardımcı olacak bir yakınınız ile beraber gelmeli ve yanınızda koyu renk bir güneş gözlüğü bulundurmalısınız. Ameliyat sırasında aç olmamalı ve ameliyat öncesindeki öğünde hafif yiyecekler tercih etmelisiniz. Ameliyat sırasında giysilerinizi çıkartmanıza gerek olmayacaktır Ameliyata gelirken rahat kıyafetler giymenizi ve ameliyat sonrasında soyunma kolaylığı açısından kazak yerine gömlek türü kıyafetler tercih etmenizi öneririz.

Ameliyat sırasında önce gözünüze uyuşturucu bir damla damlatılır ve göz çevrenizin temizlenmesini takiben göz kapaklarınıza steril bir örtü yapıştırılır. Daha sonra göz kapaklarınızın açık kalmasını sağlayacak olan özel bir cihaz göz kapaklarınızın arasına yerleştirilir. Bunu takiben mikrokeratom cihazını gözün yüzeyinde sabit tutacak olan vakumlu bir halka göze yerleştirilir ve vakum uygulaması sırasında gözde bir miktar basınç hissi ile beraber birkaç saniye süren görme azalması olur. Flep tabakasının oluşturulmasını takiben vakum sonlandırılarak mikrokeratom cihazı gözden ayrılır. Flep tabakasının kaldırılmasını takiben hastadan laser cihazının içindeki bir ışığa bakması istenir. Bu ışık tedavi sırasında gözün belli bir konumda durmasını ve laser atışlarının doğru noktalara uygulanmasını sağlayan fiksasyon (sabitleme) ışığıdır. Excimer laser cihazı tedavi sırasında hasta fiksasyon ışığına yeterince iyi odaklanamaz veya gözünü sabit tutamazsa laser atışlarını durduran bir güvenlik sistemine (tracker) sahiptir.  Doktor hastanın gözünün doğru konumda olduğundan emin olduktan sonra laser tedavisini başlatır. Laser atışları sırasında tıkırtıya benzeyen bir ses duyulur ve beraberinde saç yandığında oluşana benzer bir koku duyulabilir. Hastanın mevcut göz bozukluğunun düzeltilmesi için daha önceden bilgisayara programlanan laser tedavisi tamamlandıktan sonra flep tabakası tekrar geri kapatılır ve kendi kendine eski yerine yapışması için bir süre beklendikten sonra işlem tamamlanmış olur. Diğer gözün tedavisi için de aynı işlemler tekrarlandıktan sonra hasta dinlenme odasına alınır ve 15 dakika kadar sonra mikroskop ile flep tabakasının durumunun tekrar kontrol edilmesini takiben evine gönderilir.

Ameliyattan hemen sonra görüş net değildir ve ilk gün gözlerde bir miktar yanma, batma ve sulanma olması normaldir. Ameliyat günü yoğun bir ağrı hissedilmez ancak gerekirse herhangi bir ağrı kesici ilaç alınabilir. Ameliyat sonrası hastanın doktoru tarafından verilen damlaları kullanması ve dinlenmesi yeterlidir. Gözlerin kesinlikle ovuşturulmaması flep tabakasının düzgün iyileşmesi açısından çok önemlidir. İlk kontrol ameliyatın ertesi günü yapılır. Görmenin netleşmesi birkaç gün sürebilir ancak genellikle ameliyatın ertesi günü görme seviyesi hastanın günlük ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılamasına yetecek düzeye ulaşmış olur. Ameliyattan sonraki ilk 3 gün normal yürüyüş dışındaki her türlü sportif aktiviteden kaçınılması gereklidir. 3. günden sonra tek kişilik sportif aktiviteler yapılabilir ancak takım halinde veya bir rakibe karşı oynanan tüm sportif oyunlar ilk 1 ay oynanmamalıdır. Ameliyattan sonraki sabah gözlere sabun ve şampuan kaçırmadan banyo yapılabilir. Göz makyajı kullanmaya başlamak için ameliyattan sonra 1 hafta geçmesi gereklidir. Ameliyattan 1 ay sonra havuz veya denize girilebilir.

İyileşmenin tamamlanması ve görmenin en son halini alması için ameliyat sonrası 3 ile 6 ay arasında bir süre geçmesi gereklidir ve bu dönemde görmede dalgalanmalara bağlı olarak görüşün bazı günler net bazı günler ise bulanık olması normaldir. Yine aynı dönemde gözlerde kuruluk hissi ile beraber özellikle geceleri parlak ışıklarda dağılma ve cisimlerin etrafında harelenmeler görülebilir.

INTRALASE – Bıçaksız LASIK

Klasik LASIK cerrahisinde mikrokeratom adı verilen cihaz metal bir bıçak yardımı ile kornea  tabakasında flep adı verilen ince tabakayı oluşturur. Intralease yakın zamanda geliştirilmiş olan ve flep tabakasının oluşturulmasında bıçak yerine özel bir laserin kullanıldığı yeni bir  teknolojidir. Flep tabakasının Intralase ile oluşturulmasını takip eden basamaklar klasik LASIK ile aynıdır.

 

Mekanik Mikrokeratom Mikrokeratom  Bıçağı
Intralase Cihazı Intralase ile flep oluşturulması

 

LASIK cerrahisi sırasında komplikasyon görülme sıklığı oldukça az olmasına karşın mikrokeratom cihazının metal bıçağı titreşerek flep tabakasını oluştururken bazen sorunlar yaşanabilir. Flep tabakasının istenenden daha ince veya kalın oluşması veya düzensiz kesilmesi gibi sorunlara bağlı olarak ameliyat sonrasında görme kalitesi olumsuz etkilenebilir. Intralase cihazı flep tabakasını oluştururken femtosecond laser denilen özel bir infrared laser enerjisini kornea tabakasının daha önceden belirlenen bir derinliğine odaklayarak yanyana 3 mikron çapında karbondioksit ve su dolu boşluklar oluşturur. İşlemin tamamı yaklaşık olarak 45 saniyede tamamlanır. Femtosecond laser saniyenin katrilyonda biri kadar kısa süren laser atışları kullandığı için laser uygulanan bölgede ısı oluşmaz ve çevre dokular hasar görmez. Intralase ile çok düzgün ve tam istenilen kalınlıkta flep oluşturulması mümkün olmakta ve böylece flep oluşumu sırasında komplikasyon görülme riski ortadan kalkmaktadır. 2001 yılından günümüze değin Intralase ile 200 000′den fazla göze LASIK cerrahisi uygulanmış ve ciddi görme kaybına yolaçacak herhangi bir sorun bildirilmemiştir. Ayrıca Intralase ile daha ince flepler oluşturulabildiğinden korneası ince olduğu için klasik LASIK yapılması mümkün olmayan bazı hastalarda Intralase ile LASIK tedavisi yapılması mümkün olabilmektedir.

LASEK

LASEK (Laser Epithelial Keratomileusis) cerrahisi standart LASIK cerrahisinin uygulanamadığı bazı özel durumlarda kullanılmak üzere geliştirilmiş daha yeni bir tekniktir. LASIK cerrahisi sırasında mikrokeratom veya Intralase cihazı ile kornea tabakasının yüzeyel kısmını içeren bir flep kesilirken, LASEK tekniğinde sadece kornea tabakasının en üst örtüsü olan epitel tabakası alkol yardımı ile ayrılarak kaldırılır. Kırma kusurunu düzeltmek için laser tedavisi uygulanmasının ardından epitel tabakası tekrar yerine yerleştirilir ve göze takılan özel bir kontakt lens genellikle ameliyattan 4 gün sonra çıkartılır. LASEK yöntemi ağırlıklı olarak LASIK tedavisi için kalınlığı yeterli olmayan ince kornealı kişilerde olmak üzere ayrıca   boks, güreş ya da dövüş sporları ile ilgilenen ve gözüne gelebilecek olası bir darbe nedeniyle flep tabakasında ayrılma ve bununla ilgili sorunlar yaşaması ihtimali olan kişilerde tercih edilmektedir.

LASEK tekniği ile sonuçlar LASIK ile benzer olmasına karşın LASEK sonrası iyileşme dönemi  biraz daha uzun sürmektedir. Kişiden kişiye değişmekle beraber LASEK sonrası ilk 1-2 gün  gözde batma hissi devam etmekte ve görmenin iyileşmesi 4 gün ile 1 hafta arasında zaman alabilmektedir.